22 Ocak 2012 Pazar

Iroichi 'den 15 Tatil Yazısı



Merhaba arkadaşlar,



Öncelikle tüm öğrenci arkadaşlarımı tebrik eder, tatilleri süresince bol bol eğlenmelerini ve tatilin tadını doyasıya çıkarmalarını temenni ederim.


Karnelerinden memnun olan olmayan bütün arkadaşlarıma da önümüzdeki yarı yılda hatalarını telafi edebilmek ya da başarılarını daha da taçlandırmak için şanslarının olduğunu önemle hatırlatmak isterim. Burada bir öğrencinin en büyük yardımcısı ailesi ve öğretmenleridir. Aileniz ve öğretmenlerinizle sıkıntılarınızı konuşmaktan çekinmeyiniz. Bir öğrenci olarak her şeyi doğru yapamayabilir ve başaramaya bilirsiniz ama gayretinizi, çalışma şevkinizi öğretmenlerinize ve velilerinize göstererek onların sizlere olan saygılarını ve inançlarını tazeleyebilirsiniz. Buradan değerli veli ve saygıdeğer öğretmenlerimizden de Joygame ailesi olarak ricamız, öğrenci arkadaşlarımızdan desteklerini esirgememeleri ve asla onlardan vazgeçmemeleridir. Onlar bizim yarınlarımız ve geleceğimiz olan insanlar, onlara hak ettikleri değeri ve sevgiyi göstermekten çekinmeyelim.


Ben öğrencilik yıllarımdaki unutamadığım bir karne gününü sizinle paylaşmak istiyorum.
94-95 yılları ilk okul 3. sınıf öğrencisi 3 arkadaş toplanıp büyüdüğüm şehirdeki en lüks pastahaneye gitmeye karar verdik. Hepimizin elinde bir karne ile ağızlarımız kulaklarımızda pastahaneden içeri girdik. Cebimizdeki biriktirdiğimiz paralara güvenerek tatlı, dondurma, pasta ve limonataları keyifle yemeye ve içmeye başladık. Bir yandan da övündüğümüz karne ve takdir belgelerimizi garsonlara gösterip havamızı atıyorduk. Okul yılının nasıl geçtiğini, yaz tatilinde neler yapacağımızı, platonik aşklarımızdan nasıl ayrı kalacağımız :) gibi konulardan konuşarak saatlerce oturduğumuzu ve şimdiye kadar hiç o zaman ki kadar eğlenceli bir karne kutlaması daha yaptığımızı hatırlamıyorum. Hani batıl bir inanç vardır " Çok güldük kesin başımıza bir şey gelecek! " bizde tam bu batıl inancı doğrular nitelikte az sonra başımıza geleceklerden habersiz hesabı istedik. Her zamanki gibi evdeki hesap çarşıya uymamış biriktirdiğimiz paralar hesabı ödemeye yetmemişti. Durumun verdiği utançla beraber yüzlerimizde bir kızarıklık, bir boynu büküklük ve hafif aşağıdan garsonların suratına göz bebeklerimizi büyüterek bakmaya başlıyorduk ki, yardımımıza oranın müdürlüğünü yapmakta olan şu anda ismini hatırlayamadığım saygı değer bir büyüğümüz yardımımıza koştu. Önce karnelerimize ve başarı belgelerimize baktı sonra da bizlere büyükmüşüz gibi isimlerimizin sonuna "Bey" kelimesini ekleyerek hitap etti. Elimizi sıkıp tebrik ettikten sonra her birimizin cebine belli bir para kalacak kadar ki kısmını hesap olarak kabul edip, bizi çok değerli müşterilere yaptığı gibi kapıya kadar el pençe divan bir şekilde uğurladı. Hem okulların tatile girmesi ile tatil hayallerimizin kattığı heyecan, başarılı bir öğrenci olmanın verdiği mutluluk ve bir de başarımızın diğer insanlar tarafından bu şekilde karşılanması, bizi tarif edilemez duyguların eşiğine getirmişti o yıllarda. 

Öğrencilik yılları bir insan için paha biçilemeyecek kadar değerlidir. Biliyorum, belki bu zamanlar çabucak geçse büyüsek, erken kalkmak, ders çalışmak, öğretmenin sorduğu sorulara cevap vermek, sınavlar, testler, beklentiler ve bir çok şeyi şu anda çekilemez dert ve sorunlar olarak görüyorsunuz. Ancak gün gelip büyüdüğünüzde aslında bu olumsuzluklardan daha çok diğer güzel öğrencilik anıları hatırlıyor olacaksınız. Tecrübe ile sabit :)







0 yorum: